2 Mart günü Kadıköy Kargart’ta İslamlaş(tırıl)mış Ermeniler söyleşisine katıldık.
Daha önce Yusuf Yılmaz’ın konuşmacı olacağı belirtilmişti, ancak bir program değişikliği nedeniyle Rüstem Bakırcıoğlu ve Ferhat Bakırcıoğlu konuşmacı olarak katıldılar. Adıyamanlı olan gençlerimiz yaşadıkları hayatı ve İslamlaştırılmış Ermenileri bizlere anlattılar. Kendi ailesinin de içinde halen İslam dinine mensup üyeler olduğu gibi Ferhat ve birçok üye de tekrar Hristiyanlığa geçmişler. Kardeşleri ise şu an İstanbul’daki Ermeni okullarında okuyorlar.
Ferhat, Ermenilerin Hristiyanlığı resmi devlet dini olarak kabul eden ilk millet olmasını anlatarak konuşmaya başladı. Vartanants Savaşı ile Ermenilerin, Perslerin kendilerini zerdüşt yapma çabasına karşılık Hristiyanlıklarını koruma amaçlı savaştıklarını anlattı.
(Vartanants Savaşı ile ilgili Ermeni Kültürü facebook sayfasındaki paylaşımımız : http://goo.gl/Y0vDVc)
1915’in ilk döneminde İslamiyeti seçen Ermeniler tehcir edilmiyordu. Sadece Hristiyan Ermeniler tehcir ediliyordu. Tehcire gitmemek için islamiyeti seçen Ermeni sayısı fazla olunca, devlet İslamiyeti seçen Ermenileri de tehcir etmeye başladı . Günümüzde ise halen aile baskısı ile İslamiyete devam eden Ermeniler mevcut olduğunu hatta kendi isteği ile de halen İslamiyeti seçen dönmelerin olduğunu anlattı. Osmanlı topraklarında Hristiyan nüfus Müslüman nüfusa göre 5te 1 oranında iken bugün hristiyan nüfusu 75 milyonluk ülkemizde 15 milyon olması gerekirdi. Oysa 2011 yılında bütün Türkiye’deki hristiyan sayısı 100bini geçmiyordu.
Bakırcıoğlu ailesinin hikayesini anlatan Kemal Yalçın’ın bir kitabı bulunmakta.
Ferhat’tan sonra sözü kuzeni Rüstem aldı. Rüstem de İslamlaştırılmış Ermeniler ve ailesi hakkında çok enteresan anektodlar anlattı.
Babasının dayısı İslamiyet dini hakkında köyde imamdan sonra en bilgili kişi. Bir gün namaza, imam bir şekilde gidemiyor. En bilgili kişi babasının dayısı olduğu için cübbeyi giyip namazı kıldıracak, camide derin bir sessizlik var. Arkasını dönüp bakınca, bütün cemaatin gittiğini görüyor. Buna çok üzülüyor. Daha sonra çarşıda nedeni kulağına geliyor. Gavurun arkasında safta durup namaz mı kılacağız deyip, bütün cemaat kaçmış.
Gerger’de minaresi olmayan bir cami bulunuyormuş. Süryani ve Ermeni dönmeler kendi aralarında para toplayıp minareyi yaptırıyorlar. Sizin de tahmin edeceğiniz gibi dönmelerin yaptırdığı minare sonrasında caminin adı Gavur Camii olarak anılmaya başlıyor.
Rüstem, İslamlaştırılmış Ermeniler’in (dönmelerin) çoğunun yine dönme Ermeni ve Süryaniler ile evlilik yaptığını belirtti.
Ayrıca babasının teyzesinin 2 kere Hacca gitmesi de diğer bir ilgi çekici noktaydı. Teyzesinin babası ise büyük felaket sırasında ölmüş. Nenesinin de müslümanlık yaptığını ama hristiyan olduğunu bildiğini de iletti.
Bakırcıoğlu ailesi ise tekrar Hristiyan olduktan sonra Adıyaman’da en büyük zorluğu malesef diğer İslamlaştırılmış Ermeniler’den görmüşler.
Biz de bu hafta Facebook sayfamızda Bersom Ağa ve Bakırcıoğlu ailesi hakkında çekilen bir belgeseli paylaşmıştık: http://goo.gl/j1g02D
Özetle İstanbul Ermenilerinin yaşadıkları zorlukların , onların yaşadıkları zorluklar yanında gerçekten lafı bile edilmez. Kimi işlerinden dolayı tekrar hristiyan olamamış, kimi ise İslamiyetten dönmek istemediği için seçimini yapmış. Anadolu’da İslamlaştırılmış Ermeni sayısının milyon mertebesinden yukarı olduğu bilinmektedir. Hemşinliler de konuştukları Ermenice lehçesi ile bunun en büyük ispatlarından sadece biridir. Yine Patrik Vekili Aram Ateşyan’ın geçen senelerde katıldığı televizyon programında Tunceli’nin %90’nın şu an Ermeni olduğu iddiası da unutulmamalıdır.
Ardziv Makriküği