Değerli araştırmacı Kevork Pamukciyan’ın 1985 yılında Tarih ve Toplum dergisinde yer alan Dr. Mikayel Resden ve Dokuz Dildeki Tıp Sözlüğü hakkındaki makalesi…
Büyük bir zevkle takip ettiğimiz “Tarih ve Toplum” dergisinin 1984 Aralık sayısında dercedilen, Sayın Profesör Doktor Hüsrev Hatemi’nin “Fransızca-Türkçe İlk Sözcükler” başlıklı yazısında 2. sözlük olarak, Artin Hindoğlu’nun lugatından bahsedilerek, Fransızca ön sözünün tercümesi de takdim edilmişti. Burada Müellif, hazırladığı eserinde, Tıp ve Botanik terimleri için Resden’in sözlüğünden istifa ettiğini bildirmişti. Sayın yazar bu meyanda şunları kaydetmişti:
Türkiye’de varlığından hiç bahsedilmeyen ‘Ermenice-Latince-İtalyanca-Fransızca-Rumca -Farsça –Türkçe’ Resden sözlüğünü arayarak incelememiz dilimizin bir asır öncesi bakımından önemli olsa gerektir.Kendilerini ve dilbilgisi ile uğraşanları memnun bırakmak gayesiyle, hem Resden’in hayatını hem de lugatını tanıtmaya arzu ettik.
Doktor Resden’in ailesi, aslen Divriği’nin Zimara kasabasındandır. Bu soydan bilinen en eski şahıs Bedros Minasipoğlu veya Minasipyan adlı bir papazdır ki, 1781’de Diratzu, yani Muganni pogas olarak ismi geçmektedir. Önce Katolik mezhebine mensup olup, sonradan Apostolik (Gregoryen) mezhebini kabul etmiştir. Ünlü müzikolog Kayserili Kirkor Kabasakalyan’ın (1740-1808) mühim iki talebesinden biri olarak bilinmektedir. Bilâhare, ruhanî hayata atılarak Galata’daki Surp Kirkor Lusavoriç Kilisesi’ne başpapaz tayin edilmiştir.Bugün mevcut olmayan Pangaltı Ermeni Mezarlığı’nda tesadüf edilen mezar taşının kitabesine göre 1817’de vefat etmiştir.
Minasipyan’ın iki oğlu olmuştur. Birincisi Serovpe, Rusya’ya gittikten sonra soyadını Ermeniceleştirerek Badganyan’a veya Patganyan’a çevirmiştir. 1769’da İstanbul’da doğup 1836’da Astrakan’da ölmüştür. Şehrimizde iken ünlü müzikşinas Masgalacı Artin’den musiki dersleri almıştır. 1783’den itibaren Venedik’teki Mıkhitarist rahiplerinin manastırında, 1788’den itibaren de Trieste’deki Aziz Mardinos adlı mektepte tahsilde bulunmuştur. Burada musiki bilgisi de ihmal etmiştir. Flüt ve keman icra etmiştir. Doktor Arto Mezburyan’a (1879-1957) göre 1789’da, “Ermeni Ansiklopedisi”ne göre de 1792’de İstanbul’a dönerek Beyoğlu’nda, ağırlıklı musiki olan bir mektep tesis etmiştir. Burada musikiden, Ermenice, İtalyanca ve tarih dersleri de vermiştir. 1793’de iftiraya uğrayarak Tiflis’e kaçmış orada da ilk Ermeni mektebini açmıştır.
Serovpe Badganyan’ın üç oğlundan birincisi Papaz Kapriyel Badganyan (1802-1889) da, pederi gibi ünlü bir kültür adamıdır ve birçok eserler bırakmıştır oğlu Rapayel Badganyan (1830-1892) veya müstear adiyle Kamarkatiba, şöhretli bir şairdir.
Serovpe Badganyan’ın ikinci oğlu Bedros Badganyan da papaz olmuştur. Meşhur müsteşrik ve tarihçi Kerovpe Padganyan veya Patkanov’un (1833-1889) babasıdır.
Serovpe Badganyan’ın üçüncü oğlu Mikayel Badganyan (1814-1895) ise tanınmış bir piyes müellifi, sahne sanatkârı ve mütercimdir.
Papaz Bedros Minasipyan’ın ikinci oğlu Dr. Mikayel Resden’dir.
Kanaatimizce Resden soyadının aslı Rasdyan’dır. Zira onsekizinci yüzyılın ilk yarısından itibaren Kumkapı’da yaşamış, işbu soyadını taşıyan ve Katolik mezhebine mensup bir aile mevcuttur. Hatta ünlü İstanbul Patriği Hovhannes Başpiskopos Golod (1678-1741), kendisini makamından indirmek gayesiyle, 1737’de düzenlenen bir komplo esnasında, zengin Ermeni ailelerinden Rasdyanların evine sığınmıştır.
Pederin ismi ile Der-Bedrosyan soyadını taşıyan, Dr. Mikayel Resden, Doktor A. Mezburyan’a göre 1774’de, “Ermeni Ansiklopedisi”ne göre 1775’de İstanbul’da doğmuştur. İlk tahsilini ünlü müderris Takvor Aslanyan’dan (1746-1836) almıştır. 1782’de Beyoğlu’nda veya Galata’da bir mektep açmıştır. Eski Ermeni kaynaklarında Beyoğlu ismi daha fazla Galata için kullanılmıştır. Aynı zamanda Galata’da mukim bir Ermeni Mıkhitarist rahibinden de muhtemelen İtalyanca öğrenmiştir. Bu sıralar da pederi iki oğlunu, Mıkhitarist rahiplerin mektebinde eğitim görmek üzere, Venedik’e göndermiştir. Serovpe İstanbul’a dönmüşse de, Mikayel orada kalarak bir İtalyan tacirin himayesinde, Piza şehri Üniversitesinin Tıp Fakültesi’ne kabul olunmuştur. Dr. Mezburyan 1797-1799 yılları arasında, “Ermeni Ansiklopesi” ise 1799’da mezun olduğunu kaydetmektedir. Bu sıralarda Dr. Mikayel, Minasipyan yerine Resden soyadını kullanmaya başlamıştır. Müteakiben İtalyan’ın muhtelif şehirlerinde mesleğini ifa etmiştir. Bu meyanda, Trieste’de dahi bulunmuştur. Aynı zamanda araştırmalarla ve eserler hazırlamakla meşgul olmuştur.
1818’de Mısır’a yerleşmiştir. Burada, Hıdiv Mehmet Ali Paşa’nın (1769-1849) tercümanı ve danışmanı Boğos Bey Yusufyan‘ın (1768 veya 1775-1843) tavassudu ile (aracılık etmesi ile) , Hıdiv’in şahsi tabipliğine atanmıştır. Dr. Mezburyan’a göre 1830’da, “Ermeni Ansiklopedisi”ne göre 1833’de Mısır’dan ayrılarak İstanbul’a avdet etmiştir. Kısa bir müddet sonra, Adapazarı’na ve İzmit’e gitmiştir. Bir sene sonra oradan Armaş Manastırı’na geçmiştir.
Buradaki ikameti hakkında İstanbul Patriği, ünlü tarihçi ve ilahiyet bilgini Mağakya Başpiskopos Ormanyan (1841-1918), “Armaş Ruhban Okulu Tarihi” adlı Ermenice eserinde şu bilgileri vermektedir.
“Armaş Manastırı‘nın şöhretli misafirleri arasında, Dr. Mikayel Resden Der-Bedrosyantz-Badganyantz’ı zikretmek gerekir. O, çocukluğunda, Venedikte’ki Mıkhitarist rahiplerin talebesi olmuş, sonra da, Piza’daki Üniversite’de tabiplik tahsilinde bulunmuştur.
Bilahâre Mısır Hıdivi Mehmet Ali Paşa’nın Sarayı’nın tabibi olmuştur. Bir müddet hizmet ettikten sonra şahsi bir sebeple Mısır’dan ayrılmak mecburiyetinde kalmıştır. Müteakiben, şurada burada barınmaya çalıştıktan sonra Adapazarı’na gelip orada dahi mesleğini icra etmiştir. 1833’de Mehmet Ali Paşa ile harp başladığı zaman oğlu İbrahim Paşa başarı ile Anadolu’ya ilerleyerek Bilecik’i zaptedip, Bursa’yı tehdit edince, Resden, Mısır ordusunun eline düşmemesi için Aramaş’a (bugünkü Ermeşe, K.P) sığındı. Manastırın başkan vekili rahip Agop Sinanyan ona misafirlik ve her türlü kolaylık göstererek batıda ve milli çevrelerde elde ettiği bilgilerden, mekteplerinin tedrisatında faydalanmaya gayret sarfetti. Bilhassa eğitim ıslahatları hususunda, Resden faydalı önerilerde bulundu. Başkan Vekili ve Mektep Müdürü bu telkinlerden istifade etmeye çalıştılar. Armaş’ta İtalyanca dil eğitimi onun zamanında başladı. 12 Temmuz 1833’de, Mehmet Ali Paşa ile akdedilen barış muahedesinden sonra, kendini tamamen emniyette hissedinceye kadar, bir müddet daha Manastır’da kaldı ve 1834’de İstanbul’a döndü. Manastır’da hatıra olarak, bir miktar tıbbi kitaplarını ve bir miktar mobilya bıraktı. Bunlar arasında, açılıp kapanan yuvarlak bir masa, 12 sandalye ve bir o kadar da bakır tabak, keza madeni çatal, kaşık ve bıçaklar zikredilebilir. Bu sonuncular o zaman için yenilik sayılmaktaydı. Bunlardan bazıları hâlâ mevcuttur. Yuvarlak masa ise büyük salona yerleştirilmiştir.”
Dr. Resden, 1834 yılı Temmuz ayında Armaş’dan İstanbul’a dönüp, Patrikhane’ye müracaat ederek, Ermeni Apostolik mezhebini kabul etmiştir. Az sonra, tekrar Anadolu’ya gitmişse de,çok kalmayarak nihai olarak İstanbul’a yerleşmiştir. On yıl kadar daha yaşayıp 1844 yılı Ağustos ayında Kumkapı Yalnız Bakkal semtinde, vefat ederek Pangaltı Ermeni mezarlığında muhtemelen babasının yanına defnedilmiştir.
Dr. Mikayel Resden iki defa evlenmiştir. Zira ilk zevcesi erken ölmüştür. İlk izdivacından olan kızı, ünlü kasacı Bedros Ağa ile evlenmiştir. 1834’de tekrar evlenerek dört evladı dünyaya gelmiştir. Ancak adları bilinmemektedir.
Dr. Resden, tıp eserleri müellifi olarak geçen asrın en ünlü Ermeni tabibidir. Neşrettiği kitaplara gelince, bunlardan birincisi “Pıjışgaganutyun” (Tabiplik) adını taşımaktadır ve iki ciltten ibarettir. Birincisi 1822’de Venedik’te, Mıkhitaristlerin matbaasında kendi masrafları ile neşredilmiştir ve 20+400 sayfadır (dizgi:7.5 x 14 cm). Muhteviyatında o tarihlerde bilinen bütün hastalıkların tasviri, sebepleri, tedavisi, sıtmaların tasnifi, dahili uzuvların patolojisi, muhtelif organların iltihapları ve bilhassa cinsel ve kadın hastalıkları mufassal surette izah olunmuştur.
İkinci cildi ise yine aynı yerde aynı yıl, şahsi masrafı ile neşredilmiştir ve 542 sayfadır. Dokuz dilde bir Tıp ve Botanik sözlüğü olup bütün insanlardaki kelimeler Ermeni harfleriyle yazılmıştır. Her iki cilt 1832’de aynı matbaada tekrar basılmıştır. Birinci cilt 10+382 sayfa (dizgi:7.5 x 14 cm), ikincisi ise 502 sayfadır. İkinci cilt elimizin altında bulunduğu için onu layıkıyle tanıtmaya çalışacağız.
İsim sayfası her ne kadar noksan da eski sahibi müteveffa gazeteci matbaacı ve araştırmacı Hovnan Palakaşyan (1860-1951) tarafından karşı sayfada elle ilave olunmuştur. İkinci cilt olduğu için kitabın ön sözü de yoktur ancak bir sayfanın üst kısmında “Pararan” (sözlük) başlığı vardı ve altında da şu izahat verilmiştir. “Muhtelif hastalıkların, ilaçların, nebatların, madenlerin, cisimlerin, havada, karada veya suda yaşayan bazı hayvanların ve vücudun muhtelif yerlerinde bulunan uzuvların Latince, İtalyanca, Fransızca, İngilizce, Yunanca, Arapça, Farsça, Türkçe ve Ermenice adları ile birlikte izahları.”
İsimler, Ermeni alfabesinin sırası ile dizilmiştir. “Ermeni Ansiklopedisi”ne göre sayıları 2500 kadardır. Örnek olarak bunlardan birincisini takdim ediyoruz.
“Appetitus Canis”: Latince bir kelimedir ki İtalyanlar “apetito canino” veya “fame canina”, Yunanlılar “bulimia”, Türkler “eynihan” veya halk dilinde “it işdahı”, Araplar “ekial” veya “aba-il batn”veyahut “nefs-il kelp”, Acemler “rugus” veya “rüs” yahut “jiret” veyahut “şaklül”, bizde de “şınkağtz” (kökü, köpek manasına gelen “şun” ve açlık anlamına gelen “kağtz” kelimeleridir K.P.) derler. Kişinin doymadan, devamlı olarak açlık hissettiği bir nevi hastalıktır.
458-459 sayfalarda bulunan son isim şudur:
“Forficula” veya “auricularia” yahut “”mordella veyahut “vellicula” (Latince); “forferia” (İtalyanca), “makas veya kulak böceği ” (Türkçe), “ungnamud” (Ermenice), (“ungın” kulak, “mud” ise giriş demektir. K.P.) Bir çeşit böcektir ki, karnı düz ve koyu kırmızı olup, altı bacağı vardır. Duvarların içinde ve ağaçların üzerinde yaşayıp, daima insanın kulağına girmeye çalışır. Bu sebeple “kulağa giren” denildi. Onu tutup, zeytinyağında pişirilince, sinir ve adale zaafiyetine müessir bir ilaç elde edilir. Keza, sağırlığa da faydalıdır, bilhassa tavşan idrarı ile karıştırıldığı zaman.
Bu kısmın sonunda, iki kıt’alık Ermenice bir şiir vardır ki, tercümesi şudur:
“Hastalıkların isimleri ve onların ilaçları,
İşte senin için bir araya getirildi.
Ya hastalıklardan sakın,
Veyahut ilaçlara paranı akıt.
Tabiat veya meslek imkan verirse,
Her ağrının dermanı vardır.
Ancak ne tabiat, ne de tabip, Hiçbir zaman ölümü sınırlayamadılar. ”
…
Dr. Resden’in basılı ikinci mühim eseri de “Gırtutyun Pıjışgagan Arvesdi” (Tabiplik Sanatı Eğitimi) adını taşıyor. Biri nci cildi 1833’de Boğos Arabyan’ın (1742-1836) Ortaköy’deki matbaasında basılmıştır ve 414 sayfadır. Bu cilt sırf sıtmalara hasredilmiştir. Üçüncü ve dördüncü ciltleri birleşik olarak, 1838’de aynı matbaada basılmıştır. Sayfa adedi: 96+126+131’dir. Beşinci ve altıncı ciltleri birleşik olarak 1839’da yine aynı matbaada basılmıştır. Sayfa adedi: 184+159’dur. İkinci cilt ise, iki kısım olarak 1841’de mezkûr matbaada tabedilmiştir. Sayfa adedi: 210+131+96’dır. Sonunda ilavesi de vardır.
“Ermeni Ansiklopedisi” işbu eserin muhteviyatı hakkında şu bilgileri vermektedir:
“Dr. Resden, nazarî, methodik ve genel patholoji mahiyetindeki sorunları aydınlatmış, tabipliğin rolünü ve ehemmiyetini belirtmiş, pratistyen tabiplere telkinlerde bulunmuş, nabız ve hastaya ait sorunlar hakkında bilgiler vermiş,keza, zamanının ileri seviyede bulunan tabipliğinden ve kendi şahsi tecrübekarlığından istifade etmiştir.”
İşbu eserin müteakip ciltleri neşredilmemiştir ve eskiden Armaş Manastırı Kütüphanesi’nde bulunmakta idi. Dr. Hagop Topciyan (1876-1951) tarafından hazırlanan mezkûr kitaplığın el yazmalarının kataloğunda, bunlar hakkında şu malumat verilmektedir.
No.102a – Umumiyetle şişkin hastalıkları, sıskalığa, keza idrar hastalıklarını kapsamaktadır. (tarih:1841, cilt 11, sayfa 436)
No.102b – Genel olarak deri hastalıklarından bahsedilmektedir. (tarih:1841, sayfa 407)
No.102c – Muhtelif hastalıklar ve yaralar hakkındadır. (tarih:1841, cilt 12)
No.102e-f – İtalyanca kaynaklardan istifade edilerek hazırlanmış bir anatomidir (Üç cilt, 1784 sayfa). Üçüncü cildin sonunda, sırf İtalyanca isimleri kapsayan bir Tıp Sözlüğü de mevcuttur (Sayfa 1562-1784)
Dr. Mikayel Resden’in Mısır’dan yazılmış ve hocası Venedik Mıhitarist rahiplerinden Kapriel Avedikyan’a (1751-1827) muhatap, yüksek edebi lisanla yazılmış mektupları da mevcuttur ki, Venedik Mıkhitaristlerinin San Lazzaro Adası’ndaki arşivinde bulunmaktadır.
Allah kısmet ederse, gelecek yazımızda, Ermeni harfli Türkçe el yazma sözlükleri tanıtacağız.
1 Comment
[…] Dr. Mikayel Resden (1774-1844) Ve Dokuz Dildeki Tıp Sözlüğü […]