Notos edebiyat dergisi Aralık 2015-Ocak 2o16 sayısının ana konusu Ermenice Edebiyat. Derginin kapağında da Ermenice harflerle Ermenice Edebiyat «Հայերէն Գրականութիւն» yazmakta.
Notos Ermenice Edebiyat sayısında 1915 öncesinde ve sonrasında Ermenice Edebiyatta nasıl bir değişim yaşandığına bakmaya ve bugün bulunduğu konumu da irdelemeye çalışıyor. Dergiyi hazırlayan ekip diğer sayılarında da olduğu gibi yine hazırladıkları konu hakkında kitaplıklarımızda başvuru kaynağı olacak bir sayı hazırlamak istemişler. Dergide Mehmet Fatih Uslu, Sevan Değirmenciyan, Aziz Gökdemir,Maral Aktokmakyan, Murat Cankara, Ararat Şekeryan, Hazal Halavut, Nazan Maksudyan, Karin Karakaşlı, Vahram Danielyan ve Sona Mnatsakanyan’ın yazıları yer alıyor.
“1915 Ermenice edebiyat için de bir felakete tekabül ediyor. Taniel Varujan, Siamanto, Krikor Zohrab gibi önemli kalemler tutuklanıp gönderildikleri Anadolu’da katledilecekler. Geride kalanlarsa dünyanın farklı yerlerine dağılacak” alt başlığı ile başlayan makalede “İlk Türkçe Roman” olan Akabi Hikâyesi’nden (Ermeni harfli), ilk Ermeni kadın yazar Sırpuhi Düsap ve romanı “Mayda” gibi bir çok Osmanlı dönemi Ermeni edebiyatı hakkında detaylara ulaşabileceksiniz.
” “1915’ten sonra edebiyat mümkün müdür?” sorusuna bir cevap teşkil edebilecek büyük bir deneyimdir Diaspora Ermeni edebiyatı. Dağılmanın , çözülmenin bir kimliğe dönüştüğü ve daha çok dil ve edebiyatın birleştirici bir rol oynadığı, uzun sayılabilecek ve kendi içinde de katmanlara ayrılabilecek muazzam bir yapıdır bu” diyerek konuya giriş yapan Değirmenciyan, daha sonra Ermenistan taşra edebiyatı temsilcisi Hrant Matevosyan ve Levon Kheçoyan’a , Gürünlü (Sivas) bir aileye mensup olarak Lübnan’da doğan Krikor Bıldyan’a son olarak da İstanbul Ermeni edebiyatına değinmiş. İstanbul Ermeni Edebiyatı denince de Rober Haddeciyan, Vart Şigaher, Zareh Khrakhuni, İkna Sarıaslan, Mıgırdiç Margosyan, Varujan Barış, Pakrad Estukyan gibi yazarların yanında, Vercihan Ziflioğlu gibi genç şairden de bahsetmiş.
Ermenice harici diğer dillerde de Ermeniler yaşadıkları ülkelerin dillerinde eserler verdiler ve vermeye devam ediyorlar.
Farsça: Zoya Pirzad
Fransızca: Arthur Adamov, Esther Heboyan, Vahe Katcha, Henri Troyat, Jean-Jacques Varoujean
İngilizce: Leslie Ayvazyan, Adam Baghdasarian, Peter Balakian, Eric Bogosian, Chris Bohjalian, Diana Der-Hovannesian, Carol Edgarian, David Ignatius, Nency Kricorian, Micheline Aharonyan Marcom, Mark T. Mustian, Nora Nadjarian, Peter Najarian, Aline Ohanesian, Leon Zaven Surmelian
İtalyanca: Vittoria Aganoor, Antonia Arslan
Lehçe : Szymon Szymonowic
Macarca : Janos (Magardici) Bodurian
Yunanca : Petros Markaris
Ermeni kadın edebiyatı Ermeni kültüründeki modernleşme hareketinde önemli bir adım olduğunu ileten Maral Aktokmakyan, ilk kadın yazar Sırpuhi Düsap, Zabel Asadur, Zabel Yesayan, Hayganuş Mark, Mari Beyleryan, Zaruhi Kalemkâryan, Arşaguhi Teotik, Zaruhi Bahri, Siranuş Küpelyan, Bercuhi Bardizbanyan-Parseğyan, Mari Atmacıyan ve Adrine Dadıryan ile hakkında kısa bilgilere ve yazarların eser isimlerine ulaşabilirsiniz.
Melezlik bağlamında ne ifade eder Ermeni Harfli Türkçe (EHT)? Her şeyden önce , bu metinleri yazanlar bir anlamda melezdir; hem Ermenidirler, hem Osmanlı. Tireli kimliklere (örneğin Armeno-Turkish) sahip bu yazarların kullandıkları dile de melez bir dildir.
Murat Cankara’nın yazısı Khrimyan Hayrig’in yayınladığı Ardzvi Vaspurakan(Van Kartalı) dergisine gelen EHT bir mektupla başlıyor. Mektubu yazan kişi vatanının dili Ermeniceyi bilmediği için ne kadar üzgün olduğunu , ama suçun kendisinde olmadığını pek çok Ermenin benzer durumda olduğunu iletmiş.
Diğer dikkat çekici bir nokta da EHT ile sadece Ermeniler okuyup, yazmıyorlar. Mülkiye’de bir sınıf arkadaşından Ermenice Harfleri öğrenen, EHT bir süreli yayında yazılar yayınlayan Servet-i Fünun dergisinin efsanevi yayıncısı Ahmet İhsan Tokgöz Ermeniler harici EHT bilenlere örnek gösterilmiş.
Batı Ermeni Edebiyatının en büyük iki şairinden biri olarak tanınan Siamanto’nun (Adom Yarcanyan, 1878-1915) erkek kardeşi Vahan Yarcanyan’ın Kasım 1918-Temmuz 1919 yılları arasında Şant’ta “Dehşet Fırtınaları” (Zarhuranki Potorigner) ve “Ölümsüzler Kervanı” (Anmaheru Garavan) başlıklı iki şiir dizisi yayınlandığını okuyuculara aktarmış.
Ayrıca Kevork Bardakjian’ın Modern Ermeni Edebiyatı kitabında, “Siamanto’nun ulusunun içinde bulunduğu dehşetin dışında hemen hiçbir konuya değinmediğini” iletmiş.
Halavut, Zabel Esayan ile ülkenin nasıl tanıştığına, 2005 yılında yapılan “İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri” konferasında panelistlerinden Elif Şafak’ın “Zabel Yesayan” konulu konuşmasında, Zabel’in o tarihe kadar hiç bir eserinin Türkçeye çevrilmemiş olmasına ve Marc Nichanian’a birkaç kez atıfta bulunurken aslında tüm metnin Nichanian’ın ürünü olduğuna değinmiş.
Nazan Maksudyan, makalesinin başında hem Türkiye’de hem de burjuva aile yapısında (çekirdek aile) çocuğun hem biyolojik hem de yasal olarak bağımlılık dönemi olduğuna vurgu yapmış.
Oysa 1915’te açlık, yoksunluk ve ıstırapla muzdarip olan çocukların yetimhanelerde yaşadıklarına ve yetimhanede başarılı olmanın yolunun becerikli olmaktan geçtiğine değinmiş.
Edebiyatçı ve eğitimci Antranik Dzarugyan’ın 1955’te kaleme aldığı “Çocukluğu Olmayan Adamlar” (Mangutyun Çunetsoğ Martik) ve eğitimci Karnik Panyan’ın “Çocukluk ve Yetimlik Anıları” (Huşer Mangutyan yev Orputyan) kitaplarından alıntılar yapmış.
Cemal Paşa’nın Ermeni Yetimhanesinde yaşadıkları ise çok etkileyici, Antura yetimhanesini ziyaretinde “Yaşasın Cemal Paşa” nidaları bir süre sonra yerini “Açız!” nidalarına bırakır.
Nefessiz kalabileceğiniz bir yazı kaleme almış Karin Karakaşlı. Ermenilerin günümüzde yaşadıklarının ve 1915’in günümüzde nasıl algılandığının kısa, küçük bir özeti…
Büyük Felaket konusunda kendi uyanışını anlatmakla başlayan Karin, daha sonra kronolojik olarak Ermeni Meselesine değinmiş. Ayşe Nur Zarakolu’nun “Jenosid” kitabı için “Ermenileri Türklere karşı kışkırtmak” gerekçesi ile açılan davada beraat kararını adeta bir itiraf olarak değerlendirmiş. “Kışkırtılacak sayıda Ermeni kalmamıştır!”
Ermeni köy edebiyatına vurgu yapan Karakaşlı, Aras Yayıncılık’ın çıkardığı Hagop Mıntsuri’nin “Armıdan Fırat’ın Öte Yanı” ve Kirkor Ceyhan’ın “Seferberlik Türküleriyle Büyüdüm” ve Mıgırdiç Margosyan’ın “Gâvur Mahallesi” ve “Söyle Margos Nerelisen” kitaplarına değinmiş.
Orhan Pamuk’un Kars’ta işlediği “Kar” romanının 2009 yılında Ermenice’ye çevrilince çok sayıda okur Yeğişe Çarents’in “Nayiri Yurdu” (Yergir Nairi) adlı kitabı ile benzerlikler tespit etmiş. Ancak Nairi Yurdu’nun Orhan Pamuk’un bildiği hiçbir dile çevrilmemiş olması iki romanın kesişim noktasının “Kars” olduğu vurgulanmış.
“Benim kuşağım ayrılık kuşağıydı ve kendimizi ‘hasta ve dâhi’* çocukların tantanalı şiirinden koparıp yeni bir yol açarak bağımsız yürümeye çalıştık” alt başlığı ile başlayan yazıda serbest vezinle şiirde biçimsel bir yenilenmeye giden İstanbul Ermeni edebiyatında bu hareketin öncülerinin 1940’ların başında Garbis Cancikyan ve Haygazun Kalustyan olduğuna değinilmiş. Bu akımın diğer temsilcileri ise Khaçik Amiryan, Aram Pehlivanyan, Zahrad, Zareh Khrakhuni ve İkna Sarıaslan olduğu belirtilmiş.
İngilizce metinden Atilla Erol’un çevirisi ile bize ulaşan yazıda Zahrad’ın şiirlerini ise Rober Koptaş çevirmiş.
*Hasta ve dâhi çocuklar : Bedros Turyan, Misak Medzarents, Siamanto, Taniel Varujan, Rupen Sevag vd.
NOTOS Ermenice Edebiyat – Yokluktaki Çokluk Aralık 2015-Ocak 2o16 sayısı mutlaka kitaplıklarınızda başvuru kaynağı olarak yer almalı. Emeği geçen herkese bizler de teşekkür ediyoruz.
1 Comment
adl? roman?n Ermenice ve Yunanca ile beraber Turkce de yay?mland?g?n? goruyoruz. Maalesef Osmanl? Ermeni kulturunun bu ac?lma ve tan?nma sureci ancak birkac y?ll?k bir omurle s?n?rlanmaya mahkum; cok gec baslayan kars?l?kl? tan?ma sureci cok erken bitmis, bitirilmis.