Mıgırdiç Margosyan ve Kompozisyon Yarışması
16/05/2015
Yervant Odyan ve Ermeni Harflerinin 1500. Yılı
31/05/2015

Bugün sizlere dün Jamanak günlük Ermenice gazetemizde yer alan Prof. Kevork Bardakjian’ın İstanbul Şehir Üniversitesi’nde Hagop Baronyan ve Yervant Odyan hakkında yaptığı konuşmanın haberini paylaşıyoruz. Ermenice yayınlanan haberi hem Ermenice bilmeyen takipçilerimiz için Türkçe’ye çevirdik hem de kaybolmaya yüz tutmuş Ermenice‘mizin kaybolmaması için verdiğimiz mücadeleye bir tuğla daha koyabilmek adına ve belki hem Ermenicesini hem de Türkçesini okuyarak unuttukları kelimeleri hatırlarlar diye Ermeni takipçilerimizin ilgisine sunuyoruz. Her zaman hatırlattığımız gibi dilimizin kaybolmaması için Ermenice konuşmaya ve Ermenice okumaya devam edelim. Jamanak ve Marmara günlük Ermenice gazetelerimizin her gün evlerimizden içeri girmesini sağlayalım.

Çeviren ve derleyen
Ardziv Makriküği

Յ. ՊԱՐՈՆԵԱՆ ԵՒ ԵՐ. ՕՏԵԱՆ

Hagop Baronyan ve Yervant Odyan

Bugünlerde şehrimizde bulunan Prof. Kevork Bardakjian, İstanbul “Şehir” Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin girişimi ile dün güzel bir konferansla sahne aldı. Diaspora Ermenisi, tanınmış edebiyat eleştirmeni ve tarihçisi Bardakjian, ki şimdilerde İstanbul’u ziyaret eder, bu haftasonu da “Boğaziçi” Üniversitesinde bir dizi etkinliklere katılacak. “Şehir” Üniveristesinde katıldığı konuşma sırasında Kevork Bardakjian dün detaylı bir şekilde 19. yüzyılın Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde Ermeni edebiyatının Mizah-Hiciv gelenekleri hakkında kendini ifade etti. Bütün edebiyatçılarımızın içinde o özellikle edebiyatımızın iki dev ismi Hagop Baronyan ve Yervant Odyan üstünde durdu. Başlangıçta Bardakjian, hem Baronyan’ın hem de Odyan’ın Osmanlı Edebiyatı açısından önemli isimler olduğunun, ancak şimdiye kadar bunun görülmediğinin altını çizdi. Bu nedenle, yazarların işlerinin bugün Türkçe’ye çevriliyor olmasını olumlu değerlendirdi. (1)

Kevork Bardakjian’a göre, eğer Osmanlı edebiyatı imparatorluğun bütün halklarının edebiyatından oluşuyorsa, o zaman Baronyan ve Odyan da onun bir parçasıdır, ki onlar ermeni edebiyatının söz sahibi isimleri sayılırlar. Bardakjian’ın sözleriyle, Baronyan’ın ve Odyan’ın ürettiği dönem dilde basitleşme dönemi sayılır ve onlar modern ermenicenin şekillenmesinde katkıları olmuştur. Tercümeler sorunu çerçevesinde Bardakjian önemli bir noktaya değindi. Gerçekten, kendi gözlemiyle, ingilizce tercüme durumlarında Baronyan’ın kendine has mizahı neredeyse tamamen kaybolur. Fransızca tercümler durumunda bu sorun çok daha az hissedilir olur, aynı şekilde türkçe tercümelerde anlam kayıpları önemsiz olur (az olur). (2)

Kevork Bardakjian, Hagop Baronyan hakkında konuştuğu zaman, onun da yaşadığı dönemi mükemmel bir seviyede gözlemlediğine özellikle değindi. Gözlem yeteneği, Baronyan’ın faaliyetlerinde sadece mizah ile sınırlandırılmamış, gazeteci olması durumuyla da bağdaşırdı. 1880li tarihlere kadar Hagop Baronyan çok rahat ve verimli bir şekilde üretmiştir. Daha sonra Hamid’in baskıcı döneminin baskıları sonucunda zorluklarla yüzleşmiştir. Kısa yazıları sadece Rusermeni  basınında basıldığı dönemler olmuştur. Baronyan’ın ürettiklerini çözümlediğimiz zaman Kevork Bardakjian özellikle avrupalılar hakkında yaptığı eleştirileri hatırlattı. Gerçekten, Baronyan , onların tek amaçlarının sadece kendi siyasi çıkarlarının takibi olduğunu açıklardı. Tercümeler konusuna dönersek, Baronyan’ın eserlerinin tercüme edilmesinin, o siyasi eleştirilerin günümüzde net olarak gözükmesi açısından önemli anlamı bulunmaktadır. (3)

Baronyan’ın sert tarzına da değinerek Bardakjian onun hakkındaki düşüncelerini toparladı. Büyük mizah yazarına konuşmasının aslan payını ayırarak , Kevork Bardakjian daha sonra Yervant Odyan’a döndü. Özellikle döneminin devrimcileriyle karşılaştırarak davranışlarını değerlendirdi. Bardakjian, Odyan’ın Baronyan’ın omuzları üzerinde yükseldiğine inanıyor. Onun hakkında konuştuğu zaman, doğal olarak, Bardakjian Odyan’ın tehcir edilmesine ve hayatta kalarak kurtulmasına değindi.

Konuşmasının son bölümünde  Kevork Bardakjian, Osmanlı döneminde Ermeni tiyatrosuna değindi ki günlük yaşam ile bağı vardı. Vartovyan ve Makağyan okulullar arasında yaşanan savaşlara değindi ve Hagop Baronyan’ın Vartovyan tarafında yer aldığını hatırlattı.

Prof. Kevork Bardakjian dünkü ingilizce konuşmasına misafir olduğu üniversitenin Edebiyat fakültesi hocaları ve öğrencileri katıldılar.
Cuma, Mayıs 29, 2015 (4)

Իս­թան­պու­լի «Շե­հիր» հա­մալսա­րա­նի Գրա­կա­նու­թեան ֆա­քիւլ­թէի նա­խա­ձեռ­նու­թեամբ ե­րէկ շա­հե­կան դա­սա­խօ­սու­թիւ­նով մը հան­դէս ե­կաւ Փրոֆ. Գէորգ Պար­տաք­ճեան, որ այս օ­րե­րուն կը գտնուի քա­ղա­քիս մէջ։ Սփիւռ­քա­հայ յայտ­նի գրա­կա­նա­գէտ ու պատ­մա­բան Պար­տաք­ճեան, որ ներ­կա­յիս կ՚այ­ցե­լէ Իս­թան­պուլ, այս շա­բա­թա­վեր­ջին ալ «Պո­ղա­զի­չի» հա­մալ­սա­րա­նին մէջ պի­տի մաս­նակ­ցի շարք մը ձեռ­նարկ­նե­րու։ «Շե­հիր» հա­մալ­սա­րա­նին մէջ իր ու­նե­ցած ե­լոյ­թին ըն­թաց­քին Գէորգ Պար­տաք­ճեան ե­րէկ հան­գա­մա­նօ­րէն ար­տա­յայ­տուե­ցաւ 19-րդ դա­րուն Օս­մա­նեան պե­տու­թեան սահ­ման­նե­րէն ներս հայ­կա­կան գրա­կա­նու­թեան եր­գի­ծա­բա­նա­կան-հեգ­նա­բա­նա­կան ա­ւան­դու­թիւն­նե­րուն մա­սին։ Այս ամ­բող­ջին մէջ ան մաս­նա­ւո­րա­պէս կանգ ա­ռաւ մեր գրա­կա­նու­թեան եր­կու տի­տա­նա­յին ա­նուն­նե­րուն՝ Յա­կոբ Պա­րո­նեա­նի եւ Ե­րուանդ Օ­տեա­նի վրայ։ Սկիզ­բին Պար­տաք­ճեան ընդգծեց, թէ Պա­րո­նեան եւ Օ­տեան թէեւ կա­րե­ւոր ա­նուն­ներ են նաեւ Օս­մա­նեան գրա­կա­նու­թեան տե­սա­կէ­տէ, սա­կայն ցարդ ան­տե­սուած են։ Հե­տե­ւա­բար, ան դրա­կան նկա­տեց ա­նոնց հե­ղի­նա­կած գոր­ծե­րուն այ­սօր թրքե­րէ­նի թարգ­մա­նուի­լը։ (1)

Ըստ Գէորգ Պար­տաք­ճեա­նի, ե­թէ Օս­մա­նեան գրա­կա­նու­թիւ­նը կը բաղ­կա­նայ կայս­րու­թեան բո­լոր ժո­ղո­վուրդ­նե­րու գրա­կա­նու­թե­նէն, ա­պա ա­նոր մաս կը կազ­մեն նաեւ Պա­րո­նեանն ու Օ­տեա­նը, ո­րոնք հայ գրա­կա­նու­թեան հե­ղի­նա­կա­ւոր ա­նուն­նե­րը կը հա­մա­րուին։ Պար­տաք­ճեա­նի խօս­քե­րով, Պա­րո­նեա­նի եւ Օ­տեա­նի ար­տադ­րած ժա­մա­նա­կաշր­ջա­նը կը հա­մա­րուի նաեւ լե­զուի պար­զեց­ման շրջա­նին եւ ա­նոնք ի­րենց նպաս­տը բե­րած են նաեւ ար­դի հա­յե­րէ­նի ձե­ւա­ւոր­ման։ Թարգ­մա­նու­թիւն­նե­րու հար­ցին շրջագ­ծով Պար­տաք­ճեան կանգ ա­ռաւ նաեւ ու­րիշ կա­րե­ւոր հան­գա­ման­քի մը վրայ։ Ար­դա­րեւ, իր դի­տարկ­մամբ, անգ­լե­րէն թարգ­մա­նու­թիւն­նե­րու պա­րա­գա­յին Պա­րո­նեա­նի եր­գի­ծա­բա­նու­թեան ա­ռանձ­նա­յատ­կու­թիւն­նե­րը գրե­թէ կ՚ան­հե­տա­նան ամ­բող­ջու­թեամբ։ Ֆրան­սե­րէն թարգ­մա­նու­թիւն­նե­րու պա­րա­գա­յին այդ խնդի­րը շատ ա­ւե­լի նուազ զգա­լի կը դառ­նայ, նոյն­պէս թրքե­րէն թարգ­մա­նու­թիւն­նե­րու պա­րա­գա­յին ի­մաս­տի կո­րուստ­նե­րը կ՚ըլ­լան չնչին։ (2)

Գէորգ Պար­տաք­ճեան Յա­կոբ Պա­րո­նեա­նի մա­սին ար­տա­յայտուե­լու ժա­մա­նակ մաս­նա­ւո­րա­պէս շեշ­տեց, թէ ան կա­տա­րեալ մա­կար­դա­կի վրայ դի­տար­կած էր իր ապ­րած ժա­մա­նա­կաշր­ջա­նը։ Այդ դի­տարկ­ման կա­րո­ղու­թիւ­նը պայ­մա­նա­ւո­րուած է այն հան­գա­ման­քով, որ Պա­րո­նեա­նի գոր­ծու­նէու­թիւ­նը չէ սահ­մա­նա­փակուած միայն եր­գի­ծա­բա­նու­թեամբ, այլ ան ե­ղած է նաեւ լրագ­րող մը։ Մին­չեւ 1880-ա­կան թուա­կան­նե­րը Յա­կոբ Պա­րո­նեան ար­տադ­րած է բա­ւա­կան հան­գիստ եւ ար­դիւ­նա­ւէտ։ Ա­ւե­լի վերջ, Հա­մի­տեան բռնա­պե­տու­թեան շրջա­նի ճնշում­նե­րու սաստ­կաց­ման հե­տե­ւան­քով ան դի­մագ­րա­ւած է դժուա­րու­թիւն­ներ։ Ե­ղած են շրջան­ներ, երբ իր կարճ գրու­թիւն­նե­րը լոյս տե­սած են միայն ռու­սա­հայ մա­մու­լին մօտ։ Պա­րո­նեա­նի ար­տադ­րան­քը վեր­լու­ծե­լու ժա­մա­նակ Գէորգ Պար­տաք­ճեան մաս­նա­ւո­րա­պէս յի­շե­ցուց իր կող­մէ եւ­րո­պա­ցի­նե­րու հաս­ցէին կա­տա­րուած քննա­դա­տու­թիւն­նե­րը։ Ար­դա­րեւ, Պա­րո­նեան կը բա­ցատ­րէր, թէ ա­նոնց նպա­տակն է միայն ի­րենց քա­ղա­քա­կան շա­հե­րուն հե­տապն­դու­մը։ Վե­րա­դառ­նա­լով թարգ­մա­նու­թիւն­նե­րու նիւ­թին՝ Պար­տաք­ճեան ընդգ­ծեց, թէ Պա­րո­նեա­նի գոր­ծե­րուն թարգ­մա­նու­թիւ­նը կա­րե­ւոր նշա­նա­կու­թիւն ու­նի նաեւ այդ քա­ղա­քա­կան քննա­դա­տու­թիւն­նե­րու մե­րօ­րեայ բիւ­րե­ղաց­ման տե­սան­կիւ­նէն։ (3)

Պա­րո­նեա­նի խիստ ո­ճին ալ անդ­րա­դառ­նա­լով՝ Պար­տաք­ճեան ամ­փո­փեց ի­րեն վե­րա­բե­րեալ խորհր­դա­ծու­թիւն­նե­րը։ Մեծ եր­գի­ծա­բա­նին յատ­կա­ցու­ցած ըլ­լա­լով իր դա­սա­խօ­սու­թեան ա­ռիւ­ծի բա­ժի­նը՝ Գէորգ Պար­տաք­ճեան ա­ւե­լի վերջ անդ­րա­դար­ձաւ Ե­րուանդ Օ­տեա­նին ու մա­նա­ւանդ շրջա­նի յե­ղա­փո­խա­կան­նե­րուն նկատ­մամբ ա­նոր վե­րա­բեր­մուն­քին։ Պար­տաք­ճեա­նի հա­մոզ­մամբ, Օ­տեան բարձ­րա­ցած է Պա­րո­նեա­նի ու­սե­րուն վրայ։ Իր մա­սին խօ­սե­լու ժա­մա­նակ, բնա­կա­նա­բար, Պար­տաք­ճեան մատ­նան­շեց նաեւ Օ­տեա­նի աք­սո­րուիլն ու մա­զա­պուրծ փրկուե­լով վե­րա­դար­ձը։

Դա­սա­խօ­սու­թեան վեր­ջին բաժ­նին մէջ Գէորգ Պար­տաք­ճեան անդ­րա­դար­ձաւ նաեւ Օս­մա­նեան շրջանի հայկական թատ­րո­նին, որ եւս կ՚ա­ռըն­չուէր օ­րուան նիւ­թին հետ։ Ան մատ­նան­շեց Վար­դո­վեա­նի եւ Մա­ղա­քեա­նի դպրոց­նե­րուն մի­ջեւ ապ­րուած պայ­քար­նե­րը եւ յի­շե­ցուց, թէ այդ շրջագ­ծէն ներս Յա­կոբ Պա­րո­նեան դիր­քա­ւո­րուած էր Վար­դո­վեա­նի կող­քին։

Փրոֆ. Գէորգ Պար­տաք­ճեա­նի ե­րէ­կուան անգ­լե­րէն դա­սա­խօ­սու­թեան հե­տաքրք­րու­թեամբ հե­տե­ւե­ցան հիւ­րըն­կալ հա­մալ­սա­րա­նի Գրա­կա­նու­թեան ֆա­քիւլ­թէի դա­սա­խօս­նե­րը եւ ու­սա­նող­նե­րը։

Ուրբաթ, Մայիս 29, 2015 (4)
Kaynak Jamanak Gazetesihttp://goo.gl/16kjIU

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir