Bir 19 Ocak daha yaklaşıyor…
Daha dün gibi, Hrant Ahparik kaldırımda boylu boyunca uzanmış dinleniyor…
Dinleniyor değil mi ? Kalkacak birazdan…
Ama kalkmıyor…
Kaldırımdan bu sene de bir Güvercin yükselecek, Hrant Ahpariğimin vurulduğu/düştüğü/öldüğü yerden…
Minik ayaklarıyla pıtır pıtır kaçacak üstüne yaklaşan insanlardan…
Ardından kaldırımda Güvercin’in ayak izleri kalacak, o izler kandan olacak…
Birazdan yağacak yağmur o izleri silecek…
İlk defa iki tutuklama kararı çıkacak, tutuklular devletten…
Yine Hrant Ahpariği ziyarete gideceğim Balıklı Ermeni Mezarlığı’na…
Misak Medzarents’e uğradın mı diyecek heykeli bana, ben popülerim diye onu es geçme diyecek…
O an aklıma Krikor Zohrab gelecek, Hrant Ahparig kadar şanslı değil mi yoksa diyeceğim…
Bir mezarı da mı yok Zohrab’ın…
100 yıl geçer hiç mi birşey değişmez bu ülkede…
Her mezarlığa geldiğimde seni ziyaret ederken Neden?? bizi bırakıp gittin diye haykırmak istiyorum sana, hani bu ülkede güvercinlere dokunulmazdı.
O da bana diyecek ” Bu ülkede Güvercinlere dokunmazlar sanmıştım. ”
Not : Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında 3 dönem milletvekili olan, Krikor Zohrab’ın 1915’te Urfa’da öldürülmeden önce karısına yazdığı son mektuptan…
“Sevgilim, bir tanem, artık bizim için son perde başlıyor. Daha fazla gücüm kalmadı. Sağ kalmazsam, çocuklarıma son öğüdüm şu ki daima birbirini sevsinler, sana tapsınlar ve kalbini acıtmasınlar ve beni de hatırlasınlar.
Ardziv Makriküği
1 Comment
[…] de olduğu 30 bin Ermeni’nin şehirde kalmasını sağlayan Cemal Bey‘i bulacaksınız. Hrant Dink‘in kaleminden Define Avcılarını, ilk hayat hikayesini duyduğumda gidip […]